Makale
Makale
Boş Zaman Söylemi Üzerinden Alışveriş Merkezlerinin Postkolonyal Mekan Olarak Kurgulanışı: İstanbul’daki Alışveriş Merkezleri Örnekleri
Creating Shopping Malls as Postcolonial Spaces through Leisure Time Discourses: The Example of Shopping Malls in Istanbull
AKSAY Nursem Keskin,YAPAR Zeynep,ARSLAN Yasin,YAVUZ Rabia,ARMAGAN Merve
Yıl 2016, Sayı 2, Sayfalar:119-149
In this article, we will stress the construction of space and leisure time through the everyday practicing in shopping malls in Istanbul. This analysis aims to focus on the practice in shopping malls within the discussion of leisure time and space in order to develop a post-colonial critique in terms of daily life practices. By looking at the five shopping malls in Istanbul, this work claims that on the one hand experiencing shopping malls leads to the creation of self-colonizing subjects, and on the other hand creates new ways of pointing “others” as a “colonial” project. In other words, even if the subjects of neoliberal world try to practice the modern, Western life style in search for recognition within the hegemony of Eurocentric ideologies, at the same time this process creates them as “colonizers” who attempt to ascribe binary oppositions by referring to class, status and social differences
Bu makalede zaman ve mekân kurgusunun, İstanbul’daki AVM’ler üzerinden bakılarak gündelik yaşama olan etkileri incelenecektir. Makalenin amacı, boş zaman ve mekân kavramlarının alışveriş merkezlerinde yeniden kurgulanışını postkolonyal bir bakış açısı üzerinden anlatmaya çalışmaktır. Makale oluşum sürecinde İstanbul’daki beş alışveriş merkezi gözlemlenmiştir. Yapılan gözlemler sonucunda alışveriş merkezlerinin, postkolonyalizmin bir aracı haline gelerek kendi kendini kolonize eden özneler ve sömürgeci bir proje olarak yeni ötekileştirme durumlarının üretildiği bir mekân olarak kurgulandığı anlaşılmıştır. Türkiye’de neoliberal ideolojinin hayata geçmesiyle bir kabul görme ve onay kaygısı içinde modern ve Batılı hayat tarzının pratik edilmesi aynı zamanda ikili karşıtlıkların üretildiği bir alan ortaya çıkarmıştır. Bu yeni gündelik hayat yaşam pratikleri Avrupa merkezli hegemonik söylemlere bağlı sömürgeci bir bakış açısı tanımladıkları yeni sınıf, statü ve sosyal farklılıklar oluşturmuştur