Article

Makale

Ösekli Şeyhî İbrahim Efendi (öl. 1686’dan sonra) ve Tarihçesi

Sheykhi Ibrahim Efendi of Osijek (d. after 1686) and His Concise History

M. Fatih ÇALIŞIR
Year 2022, Issue 15, Pages:269-290

İsmet Parmaksızoğlu first introduced the concise history (tarihçe) of Sheykhi Ibrahim Efendi of Osijek (d. after 1686) to the academic world at the 8th Turkish History Congress in 1976. Recorded under the title Zeyl-i Vâkıʻa-nâme in the catalog of the Ankara Adnan Ötüken City Public Library, but named Naẓîre-i Vâkıʻa-nâme-i Veysî by Parmaksızoğlu, the work has not received the attention it merits, has not been the focus of a monograph, and has not even been cited except in a few historical studies. Since Sheykhi’s work is a naẓîre or imitation of Vâkıʻa-nâme of Alaşehirli Veysî (d. 1628) and documents significant events that occurred on the Ottoman-Habsburg frontier in the second half of the seventeenth century, it should be of interest to academics of Ottoman literature and history. This article attempts to examine Sheykhi’s as-yet-unpublished work and discuss it in the light of secondary literature.

Ösekli Şeyhî İbrahim Efendiʼnin (öl. 1686’dan sonra) Ankara Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi kataloğunda Zeyl-i Vâkıʻa-nâme başlığıyla kayıtlı tarihçesi ilk kez İsmet Parmaksızoğlu tarafından 1976 yılında gerçekleşen VIII. Türk Tarih Kongresinde ilim âlemine tanıtılmıştır. Parmaksızoğlu’nun Naẓîre-i Vâkıʻa-nâme-i Veysî olarak adlandırdığı eser, aradan geçen uzun zamana rağmen hak ettiği ilgiyi görmemiş, müstakil bir çalışmaya konu olmamış, bir-iki tarih araştırması dışında kitaba referansta bulunulmamıştır. Hâlbuki Şeyhî’nin kitabı, XVII. yüzyıl Osmanlı tarihinin önde gelen divan şairlerinden Alaşehirli Veysî’nin (öl. 1628) Vâkıʻa-nâme’sine yazılan bir nazîre olması sebebiyle edebiyatçıların ve aynı yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu’nun Macar serhaddinde yaşanan birçok önemli olayı kaydetmesi nedeniyle de tarihçilerin ilgisini çekmesi beklenen önemli bir eserdir. Bu makalede henüz yayımlanmamış tarihçe muhteva açısından ele alınacak ve ilgili literatüre atıfla tartışılacaktır.