Article
Makale
Kuvayımilliye’nin Batı Cephesi’nde Uyguladığı Gayrinizami Harp Stratejileri
Unconventional Warfare Strategies Conducted by Kuvayımilliye in the Western Front
LEVENT Zeynel
Year 2020, Issue 11, Pages:335-375
Since a substantial part of soldiers of the Ottoman Empire had been demobilized and their arms and equipment were taken away as per the provisions of the Armistice of Mudros, there was not even a possibility to succeed in an attempt to counter the Allied Powers with the limited number of conventional forces available, and also such an attempt would mean giving them the opportunity they had been waiting for to occupy Anatolia. From this point of view, particularly in the initial stage of the National Struggle Period, unconventional warfare was adopted rather than conventional warfare and utmost effort was made in order to spread the resistance movement to all segments of the society. However, since the Turkish military historiography is focused on battles, the said unconventional warfare activities could not be brought to light with all the details and the relation of the National Struggle Period over battles continued. This approach prevented the aforementioned period which is an extremely rich laboratory in terms of unconventional warfare to be understood as is due and take its rightful place in national/international literature. In this article written based on the archival documents in order to contribute to filling a gap in the literature, “historical method” is adopted which is a method used in setting forth of cases/phenomena happened in the past or in examining the relation of a problematic with the past and “archival research” and “literature review” methods were used as data collection technique.
Mondros Mütarekesi hükümleri gereğince Osmanlı Devleti’nin asker mevcudunun önemli bir kısmı terhis edilmiş ve silah-teçhizatı toplatılmış olduğundan, eldeki az sayıdaki konvansiyonel kuvvet ile İtilaf Devletleri’ne karşı koyma girişiminin başarılı olma ihtimali bulunmadığı gibi bu tür bir teşebbüs onlara Anadolu’yu işgal etmek için bekledikleri fırsatı vermek anlamına gelecekti. Bu noktadan hareketle Millî Mücadele Dönemi’nin özellikle başlangıç safhasında konvansiyonel harpten ziyade, gayrinizami harp benimsenmiş ve mukavemet harekâtını toplumun tüm katmanlarına yaymak için yoğun çaba sarf edilmiştir. Ancak Türk askerî tarih yazımı muharebe odaklı olduğundan bahse konu gayrinizami harp faaliyetleri tüm detaylarıyla gün yüzüne çıkarılamamış ve Millî Mücadele Dönemi muharebeler üzerinden anlatılmaya devam edilmiştir. Bu yaklaşım, gayrinizami harp yönünden son derece zengin bir laboratuvar olan bahse konu dönemin gereği gibi anlaşılmasına ve ulusal/uluslararası literatürde hak ettiği yeri almasına mâni olmuştur. Literatürdeki eksikliğin giderilmesine katkı sağlanması amacıyla arşiv belgeleri esas alınarak hazırlanan bu makalede yöntem olarak; geçmişte yaşanmış olay/olguların ortaya konulması veya bir sorunsalın geçmişle olan ilişkisinin irdelenmesinde başvurulan bir usul olan “tarihî yöntem” benimsenmiş, veri toplama tekniği olarak “arşiv araştırması” ve “literatür (alanyazın) taraması” kullanılmıştır.