Article
Makale
Uluslararası Hukuk Politikaları
The Politics of International Law
KÖNİ Hasan
Year 2015, Issue 1, Pages:1-15
Understanding of the present situation of international law and manifestation of its theoretical and practical importance, it is needed to examine international law by separating it into two main themes which can be called “international law which provides coexistent” and international “cooperation” law. Criticism to international law derives not from the ambiguity of its rules but from the fact that it has no authority to execute its coercive rules. Taking into account of the difficulties on executing of Geneva Conventions dated 1949 and additional protocols dated 1977 and impossibility of sanctioning powerful states, in order to deter and discourage the statesmen who allow attacks and decides wars, have been put on the target of international law since 1990s. The biggest problem we face about international law is that powerful states ignore humanitarian rules created by themselves when their interests are at stake. Along with this, presence of weapons of mass destruction, globalization, developments of multi-national corporations, developments in the fields of communication and international transportation have also started to invalidate many more rules of international law. Most of states cannot ignore the impacts of rising and multiplying non-governmental actors. In order to maintain cooperation between states, rules regarding the international organizations are needed to be improved and the common interest of humanity should be observed.
Uluslararası hukukun bugünkü durumunun anlaşılması, hukukun teorik ve pratik öneminin ortaya konulabilmesi, uluslararası hukukun “birlikte var olmayı sağlayan” uluslararası hukuk ve uluslararası “işbirliği” hukuku olarak ifade edilebilecek iki ana temaya ayrılarak izlenmesini gerektirmektedir. Uluslararası hukuka yapılan eleştiriler, uluslararası hukukun kurallarının belirsizliğinden değil zorlayıcı kurallarını uygulayacak bir gücünün bulunmamasından gelmektedir. 1949 tarihli Cenevre Sözleşmelerinin ve 1977 tarihli ek protokollerin uygulanmasının zorluğu ve güçlü devletleri cezalandırmanın olanaksızlığı karşısında savaşa karar verenleri korkutmak ve caydırmak için 1990’lardan itibaren bu saldırılara izin veren devlet adamları, uluslararası ceza hukukunun hedefi durumuna getirilmeye çalışılmıştır. Ancak devlet çıkarları söz konusu olduğunda büyük devletlerin kendi yarattıkları insancıl kuralları göz ardı etmeleri uluslararası hukukun en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun yanı sıra kitle imha silahlarının varlığı, küreselleşme, çok uluslu şirketlerin gelişmesi, iletişimde ve uluslararası ulaşımdaki gelişmeler, çok sayıda uluslararası hukuk kuralını geçersiz kılmaya başlamıştır. Birçok devlet, gelişen ve çoğalan hükümet dışı uluslararası aktörlerin etkilerini göz ardı edememektedir. Devletlerarasında işbirliğinin sağlanması için uluslararası örgütlerin kurallarının gelişmesi ve insanlığın ortak çıkarlarının takip edilmesi gerekmektedir.