Article
Makale
İdeoloji, Ütopya ve Pratik: 1940'ların Sonuna Dek Türkiye'de Kırsal Kalkınma
Ideology, Utopia and Practice: Rural Development in Turkey Until the Late 1940s
Selami Mete AKBABA
Year 2024, Issue 18, Pages:123-146
In this study, rural development policies implemented in a country with a large proportion of its population living in rural areas are evaluated with their ideological justifications and practices. The period considered is from the end of the Empire to the post-World War II period, which can be considered the first phase of the nation-state, when industrialization efforts were still quite weak and economic expectations were focused on rural production. In order not to reduce the early republican period to a narrative of top-down policies, the following three elements were considered in the background: capitalism, progressivism, and the international conjuncture. In this context, this study first examines the ideology of statism, which can be considered as the ideology of the period, and then its manifestation in the countryside, peasantism. For this purpose, both the organic intellectuals and the leaders of the period were consulted, and the rural activities of the Halkevleri (People’s Houses) were analyzed. The implementation of this discourse is discussed through the Model Villages, a kind of visual modernization project, and the Village Institutes, which aimed to radically transform the countryside through education. It is concluded that rural development policies played an important role and were decisive in the nation-building process.
Bu çalışmada, nüfusunun büyük bir bölümü kırsalda yaşayan bir ülkede uygulanan kırsal kalkınma politikaları -ideolojik gerekçeleri ve uygulamaları ile- değerlendirilmiştir. Zaman aralığı olarak imparatorluk sonundan ulus-devletin ilk aşaması sayılabilecek İkinci Dünya Savaşı sonrası sanayileşme çabalarının henüz oldukça cılız olduğu ve ekonomik beklentilerin kırsaldaki üretime yoğunlaştığı dönem belirlenmiştir. Cumhuriyet’in erken dönemini tepeden inen politikalar anlatısına indirgememek için arka planda şu üç unsur göz önünde bulundurulmuştur: Kapitalizm, ilerlemecilik ve uluslararası konjonktür. Bu bağlamda, bu çalışmada öncelikle dönemin ideolojisi olarak kabul edilebilecek devletçiliğin ne olduğu, akabinde, bunun kırsaldaki tezahürü köycülük tartışıldı. Bunun için bir yandan hem dönemin organik aydınlarına ve liderlerine başvuruldu hem de Halkevleri adlı uygulamanın kırsala yönelik çalışmaları ele alındı. Bu söylemin nasıl somutlaştığı ise bir tür görsel modernleştirme projesi olan model köyler uygulaması ve kırsalın eğitim ile kökten dönüşümünün hedeflendiği köy enstitüleri üzerinden tartışıldı. Sonuç olarak, kırsal kalkınma politikalarının ulus-inşası sürecinde önemli rol oynadığı ve belirleyici olduğuna ulaşıldı.