Article

Makale

Türkiye’nin Milli Kimliğinin Yapı Sökümü: Öncesi ve Şimdi (Postkolonyal Bir Eleştiri)

Deconstruction Of Turkey’s National Identity: Then And Now (A Postcolonial Critique)

KAVAKÇI Merve
Year 2015, Issue 1, Pages:49-86

Very recently, after the election of June 2015, the Turkish Parliament had an opening session which was rendered significant due to the symbols of change it put forth. A member of RPP, the Republican People’s Party (CHPCumhuriyet Halk Partisi) representing the official founding ideology of the country headed the session as the most senior member of the parliament, while two female members, as the two youngest, one of whom was a Kurdish from People’s Democratic Party, PDP (Halklarin Demokratik Partisi-HDP) and the other one a woman with a headscarf from Justice and Development Party, JDP (Adalet ve Kalkinma Partisi-AK Parti) shared the pulpit with him. The fact that the latter both of whom represented the two “internal enemies” namely the Kurdish separatists1 and the Muslim reactionaries2 , from the perspective of the official state ideology3 represented by the former for many decades were “tolerated” purported to the recent changes in the republic. This picture which spoke a thousand words was the incendiary to revisit the making of national identity in Turkey in this research. This paper probes the challenges that stemmed from Orientalist ideals espoused at the outset of the republic on the process of reconstruction of Turkey’s new national identity that is anticipated to cater to all fractions that comprise changing Turkey in the prospects in line with democratizing processes. In doing so, it focuses on the Islamists and the Kurdish, to explicate how these two groups were considered to be the major threats to this very original construction process. It will argue that in order to meet the needs of the democratizing republic, the state will have to reconstruct national identity anew. This will be merely possible if the regime will move further away from the orientalist construction of national identity, to a more universalized and heterogenized i.e. non homogenized4 one that allows particularities based on intrinsic or acquired differences such as race, ethnicity, religion and culture. This process, albeit stagnant at times, is already at works.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Haziran 2015 seçimleri sonucu yapılan yemin töreni sembolik anlamda Türkiye’nin ne denli değişmekte olduğunun sinyallerini de verdi. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu resmi ideolojisini temsil eden Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili en yaşlı üye sıfatıyla bu oturumun başkanlığını yürütürken, sağında ve solunda meclisin en genç milletvekilleri olarak iki kadın vekil katiplik koltuğundaydı. Biri Kürt kökenli olarak Halkların Demokratik Partisi’ni, diğeri ise Adalet ve Kalkınma Partisi’ni temsil eden başörtülü bir milletvekiliydi. Cumhuriyet tarihinde onyıllar boyunca iç düşman addedilen iki kesimi temsil eden bu kadın vekillerin “tolere” edildiğinin görülmesi, Türkiye’deki değişimin boyutuna bariz bir işaretti. Binlerce kelimeden daha çok şey anlatan mevzu bahis tablo, bu çalışmanın yapılmasına vesile olmuştur. Bu makale, Turkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında benimsenmiş olan Oryantalist değerler sisteminden kaynaklanan sorunların, demokratikleşme süreciyle parelel olarak yürütülmesi gereken ve toplumun bütün kesimlerini kapsayıcı bir milli kimliğin yeniden yapılandırılması işleminin gerçekleşebilmesi için nasıl ele alınabileceği üzerine bir inceleme içermektedir. Çalışma, bu okumayı,iki ana tehdit unsuru olarak görülen Kürtler ve İslamcılar üzerinden yapmakta ve milli kimliğin yeniden inşaası aşamasında rejimin oryantalizm ekseninden uzaklaşıp daha evrenselci ve heterojenize edici bir değerler sistemini benimsemesi gerektiğini savunmaktadır.